Mehmet Şimşek'in açıklamaları ve kredi kartı ile konut kredileri…
13.09.2023 - 0:16

İrfan Akyol

İrfan Akyol

Enflasyon, mali disiplin, yapısal reformlar, kur konusu, kredi kartı ve kredi düzenlemesi, BEA ve Dünya Bankası’ndan para girişi konusu, kur korumalı mevduat konusu ve emekli maaşı konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek NTV’de çok önemli açıklamalar yaptı.

Doğal olarak da 2 gündür finans çevrelerinin, iş dünyasının, hatta emlak çevrelerinin en önemli konusu da bu açıklamalar olmuş durumda.

Bu açıklamalar sonrası özellikle kredi kartı ve konut kredileri konusunda yeni bir dönem başlamış da oldu.

Şimdi herkes kredi kartlarında asgari ödeme tutarları artırılacağı,

Bankaların, bu konuda kısa süre içinde bazı adımları atabileceği,

Kredi kartına taksit uygulamasının belli alanlarda tümüyle ortadan kaldırılacağı,

Bazı alanlarda da taksit sayılarının düşürüleceği beklentileri oluşmuş durumda.

Tabi kredi kartlarında gecikme faiz oranları daha da artırılacak, hatta can yakıcı oranların bile gündeme gelmesi bekleniyor. Kredi kartından nakit çekme gibi işlemlerde de hem aşırı faiz hem de bazı kısıtlamaların gündeme gelebileceği de belirtiliyor.

Konut kredilerinde de bazı adımların atılacağı konuşuluyor. Bir kere şunu anlıyoruz artık, bugünden önce konuşulan faizler hiçbir şekilde bundan sonra konuşulmayacak, faizler yükselecek. Özellikle ikinci ve üstü konutlarda hem rakamın düşeceğini hem faizin yükseleceğini hem de vade sayısının azalacağını öngörmek hayalci olmaz.

Neyse bu konuya tekrar döneriz ama önce isterseniz enflasyonla başlayalım.

Enflasyon beklentisinin gerçekçi olması için doların düşmesi gerekiyor bunu çok net ifade edebilirim.

Dolar yükselirken, motorine, tarlanın tabiri ile mazota zam gelirken emin olun enflasyonu allameyi cihan olsanız düşüremezsiniz.

Hani BİM’e ceza kesmiştiniz bir zamanlar… Ne oldu? BİM mi kazandı davayı yoksa Hazine mi?

Ama nasıl bir iktisatçılık iktidara yakın iktisatçıların okuduğu bilmiyorum.

Olayın sağından solundan geçip duruyorlar ama hiçbir şekilde merkezine gelmiyorlar.

Dün malumunuz Mehmet Şimşek’in ev sahipliğinde Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi de toplandı…

Neymiş, Erken Uyarı Sistemi güçlendirilerek uygulanacakmış…

Alın size erken uyarı, şimdi mazotun litre fiyatı İstanbul’da bile 40 liranın üzerine çıktı ya, bu doğal olarak her alanda enflasyonun artışına neden olacak…

Hadi engelleyin bakalım…

Girdi maliyetlerindeki artışları engellemeden çıktı maliyetlerinin artışını önlemeye çalışıyorlar, bunu şaka mı, komedi mi, ne olsun diye yapıyorlar bilmiyorum da ne yaparlarsa yapsınlar bir anlamı olmayacak, bunu biliyorum.

Böyle enflasyon önlenmez… Bunu net bir şekilde ifade edeyim.

Kimse zararına bir şey satmaz, o işi bırakır yine satmaz. O işi bırakınca da ne olur?

Ne olacak, işsiz olur ve sistemin üzerine yük haline gelir…

İşte inanın kaç yıldır Recep Tayyip Erdoğan ve ekibine bir türlü bunu anlatamıyoruz…

Bunları muhalefet olsun diye yazmıyoruz, bu konu böyle çözülür, onu belirtmek için yazıyoruz da tabi biz kimiz ki, bizi niye dinlesinler değil mi ama? Bir “nas” açıklaması yapar, sorunu çözüverirler tamam…

Şunu da yazayım; faiz totosu, borsa lotosu oynamakla da enflasyon düşmez…

Orta Vadeli Programda dolar için hedeflenen rakamlarla enflasyon düşmez, bundan da emin olun.

Türkiye hızlı bir şekilde para güncellemesi, fiyat güncellemesi yapmalı ki enflasyonla başa çıkabilsin.

Dolar düşerse enflasyon düşer, TL değerlenirse enflasyon düşer, girdi maliyetleri sabitlenirse enflasyon düşer…  

Türkiye doları kaç liradan görecekse o noktayı önümüzdeki 10 yılı baz alarak bütün fiyatları en düşük kağıt para 50 lira olacak şekilde bütün güncellemelerini dolara göre yapmalı.

Bu noktada borç da ortaya çıkar, açık da ortaya çıkar ve bilanço neticesinde Türkiye güçlenir, şimdi yapılan tali bir düzeltme gibi görünüyor ve bu görüntü ile de Türkiye zenginleşemez ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan seçim kazanabilir.

Biz yine de yazmış olalım.

Mali disiplin konusu da önemli tabi ama adaletsiz bir durum var bu noktada, bunu belirtelim. Bir taraf ciddi anlamda kısılırken bir tarafta ise hala uçuk kaçık harcamaların, lüksün, şatafatın devam etmesi de mali disiplini en fazla olumsuz etkileyen unsur.

Bunu emekliler konusunda da görebiliyoruz, mesela emekli maaşlarında mali disiplin uygulanırken, bakan maaşlarında, Cumhurbaşkanlığı maaşında, milletvekili maaşlarında, memur maaşlarında devlet oldukça bonkör.

Neticede emeklinin aldığı para zaten belli… Bunu nasıl kısacaksınız? Asıl kısmanız gereken alana sendika mendika konuları, seçim sandık mevzuları nedeniyle dokunamayınca olan gariban emeklimize oluyor vesselam ve ne yazık emekli inim inim inlerken başka alanlarda lüksten tek taviz verilmiyor.

Hadi memur maaşlarını, kamu işçilerinin maaşlarını, bakanların, milletvekillerinin maaşlarını da düşürün, mali disiplin yapılsın işte…

Mesela bir mali disiplin konusu söyleyeyim size, Kaymakamlıkları kaldırın, Türkiye’de tam dokuz yüz yirmi iki tane ilçe var…

Düşünün kaymakamlıkları kaldırdığınızda kaç tane makam aracı, kaç tane özel kalem, kaç tane kaymakam, kaç tane şoför, kaç tane memur bir anda açığa çıkıverecek…

Dolayısıyla da alın size mali disiplin, müthiş bir tasarruf sağlamış olursunuz.

Mali disiplin konuşulması güzel ama uygulaması zor bir konudur.

Devlet bugün kaç kişiye maaş ödüyor biliyor musunuz Sayın Mehmet Şimşek?

Benim tahminim 62 milyon insana maaş ödüyor Türkiye Cumhuriyeti…

EYT’ye emekliye gelinceye kadar para başka alana kayıp gidiyor… Ama siz emeklileri boğarak sorunu çözeceğinizi sanıyorsunuz… Bu gerçekçi mi?

Neyse gülelim konudan uzaklaşalım…

Benim Sayın Mehmet Şimşek’in açıklamalarında en fazla desteklediğim konu kredi kartı konusu ile kredi konusu oldu, bunu da yazayım…

Yukarıda yazdığım şekle bakıp da eleştirdiğimi sanmayın. Evet kredi kartından harcanmasın zaten, kredi çekmek zor olsun zaten…

Bu konulardaki alınan kararların doğru olduğunu düşünüyorum ama çok geç kalındı. Şu anda birçok kredi kartı batık durumda çünkü olmayan para kredi kartından harcandı, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı, mali disiplinin bozulmasını umursamadan kamu bankalarına son 5 yıldır yoğun bir şekilde, para dağıttırdı.

Şimdi hak edenin bile kredi kartı limiti artırılmıyor da artık da bir anlamı olmuyor.

Ayrıca konut konusunda durum aynı…

İnanın en az 100 kişiyi biliyorum…

Kamu Bankalarından aldıkları ucuz kredilerle evler aldırlar, o aldıkları evlerden üçer dörder kat para kazandılar, kiralara verdiler köşeyi dönüyorlar.

Bu evlerden elde ettikleri gelirin yarısı ile bu kredi borçlarını ödüyorlar ve diğer paralarla da ağalık yapıyorlar, Recep Tayyip Erdoğan’a sosyal medyadan muhalefet yapmakla meşguller….

Para sorunları yok, çalışmaya ihtiyaçları yok…

Bir “nas” sorunsalı nedeniyle vurdular geçtiler…

Böyle binlerce belki yüzbinlerce, belki de bir iki milyon insan var bu ülkede biliyor musunuz?

Şimdi ikinci üçüncü konutlar için kredi verilmesini zorlaştıracağız, deniyor, tamam doğru karar da atı alan çoktan Üsküdar’ı geçti…

Şimdi değiştirsen ne değiştirmesen ne… Zaten konut fiyatları uçtu, piyasa hokkabazı istese de konut alamıyor ki artık…

Bunlar geç kalınmış kararlar ne yazık ki…

Tabi bir diğer konu ise Dünya Bankası ve BAE’den gelecek paralar…

Türkiye bir türlü net bilançolarla, kamuya açık bilançolarla hareket etmiyormuş görüntüsü veriyor.

Türkiye’nin ne kadar paraya ihtiyacı var?

BEA ve Dünya Bankası’ndan gelecek para miktarı toplamda 46,5 milyar dolar ediyor, peki bu para yetecek mi?

İthalat azalacak, ihracat artacak deniyor ama görebildiğimiz kadarıyla aslında bu da doğru değil. Ticaret Bakanlığının açıklamaları ithalatın azalmadığını hatta doların yükselmesine rağmen arttığını gösteriyor. Bu konuda da Türkiye ne yazık ki üretim modeli bakımından ekonomik sıkıntılarla başa çıkabilecek bir sistemi ortaya koyabilmiş gibi görünmüyor.

Bu arada, Dünya Bankası’ndan 35 milyar dolar, BAE’den ise toplam da 11,5 milyar dolar (tahvil ihracı) borç alınacakmış, Sayın Mehmet Şimşek’in açıklamalarından bunu anlıyoruz.

Şunu da yazayım, benim tahminime göre Türkiye’nin yaklaşık 105 milyar dolar net para girişi sağlayabilirse mali sorunları çözebilirmiş gibi görünüyor.

Özellikle deprem konusu Türkiye’yi gerçekten yoruyor ama bunlar siyasi saiklerle tam açıklanmadığı için sanki sorunlu bir konu varmış gibi lanse edilmeye müsait hale geliyor.

Neticede Türkiye’de bu durumda olan emekliye oldu, emeklinin anası ağladı, emeklilerin hepsi namerde muhtaç hale geldi, vurdular emekliye ve umuyorlar çıkacak düzlüğe Türkiye…

Mehmet Şimşek, kredi kartı ve krediler konusunda haklı diğer konularda ise yapılan açıklamaların gerçekçilikten uzak olduğunu belirtmek isterim.

Bu arada şunu da yazmamız gerekiyor, ülkenin ekonomik durumu çok kötü, hala kiracı ev sahibi kavgaları ölümle neticeleniyor, ev sahibi evinin sahibi değil sanki, her şey uçmuş, 20 bin liralık evde kiracı 2 bin liraya oturuyor, “yükselt” deyince iktidarın çıkardığı yasayı gösterip “yüzde 25’ten fazla olmaz” diyor, “öyle ise çık” deyince, ev sahibini öldürüyor…

Böyle bir ekonomi olur mu? Vicdan micdan demeyeceğim, o konulardan uzak olduğumuzu biliyorum da bari ülkeyi yönetenlerin bu veballeri yüklendiklerini yazalım, elimizden bu geliyor.

Durum bu…

Neticede zemin müsait, CHP müsait, bir de şimdi yeni Anayasa girişimimiz doğdu…

Oyalamaya devam sizin anlayacağınız, gerçekleri görmeye ne gerek var, değil mi ama?

 

 

  • Beğen
YORUM YAZIN